Şeytan Yoktur, İran sinemasının yeni dönemdeki en çarpıcı yapıtlarından biri olarak karşımıza çıkar. Yönetmen Mohammad Rasoulof'un imzasını taşıyan film, dört farklı hikaye üzerinden insanlık, vicdan ve ahlak gibi derin temaları ustalıkla işler. Film, özellikle İran'daki ölüm cezası uygulamasına karşı bir eleştiri niteliği taşıyor ve bu bağlamda evrensel bir tema yakalamayı başarıyor. Hikaye, her biri hayatlarını etkileyen zor kararlarla yüzleşmek zorunda olan insanlar etrafında döner. İlk öykü, sıradan bir aile babası olan Heshmat'ı merkezine alır. Onun monoton yaşamı, ülkede uygulanan ölüm cezası mekanizmasının içinde ortaya çıkan bir gerçeğin üzerine kurulur. Bu keşif izleyiciyi sarsarken, her şeyin modern yaşamın normalliğine ne kadar sığdırılabileceğini sorgulatır. İkinci hikaye, ordu görevlisi Pouya üzerinde yoğunlaşır ve onun bir mahkûmun infazını yerine getirmesi beklenen bir asker olarak yaşadığı iç çatışmayı gösterir. Pouya'nın kariyeri, etik ve ahlakî değerlerine karşı büyük bir sınav haline gelir ve bu da izleyiciyi kendi vicdanı üzerine düşünmeye davet eder. Üçüncü hikaye, askerde olan bir genç olan Javad'ın, nişanlısına bir ziyaret gerçekleştirmesiyle başlar. Ancak bu ziyaret, beklenmedik bir olayla gölgelenir ve Javad'ın sevgi, yaşam ve adalet üzerine inançlarını yeniden gözden geçirmesini gerektirir. Son hikaye ise İran kırsalında bir arıcının yaşadığı huzurlu hayatı ve ona yönelen yıkıcı içsel sorgulamayı ele alır. Karşılaştığı durumlar, ona insan hayatının ne kadar kırılgan olabileceğini bir kez daha hatırlatır. Her bir hikaye, İran toplumunda ölüm cezası uygulamalarının bireyler üzerindeki derin etkilerini gözler önüne sererken, izleyiciyi etik ve vicdan üzerine yoğun düşüncelere sevk eder. Şeytan Yoktur, sinemada çekimser kalınan konuları insani bir perspektiften inceleyerek, izleyicisinin zihninde sorgulamalara yol açar. Bu filmi heyecanla izlemek isteyen izleyiciler, güçlü anlatımı ve etkili performansları nedeniyle benzersiz bir deneyim yaşayacaklar.