"Sevgililer Günü" filmi, aşkı ve romantizmi ekrana taşıyan, izleyicileri sıcak bir hikaye ile buluşturan keyifli bir yapım. Filmin baş kahramanı Avery, işinde başarılı bir köşe yazarıdır. Ancak, Sevgililer Günü hakkındaki pesimist görüşleri ve deneyimleri, her yıl olduğu gibi bu yıl da köşe yazısının merkezinde yer alır. Tesadüf eseri tanıştığı bir adam, Brendan, onun aşk ve ilişkiler konusundaki fikirlerini değiştirecektir. Brendan, mükemmel bir partner gibi görünse de, Avery'nin bu adam hakkında bilmediği şeyler vardır. Filmin ilk yarısı, Avery'nin hayatındaki duygusal karmaşıklıkları ve Sevgililer Günü'ne dair düşüncelerini ince bir mizah anlayışıyla ortaya koyuyor. İzleyici, Avery'nin dünyasına adım atarken, onun içsel çatışmalarını ve aşkı bulma çabalarını derinlemesine hisseder. Brendan ile tanışması bu noktada hikayeyi daha da renklendirir. Brendan'ın, Avery’nin otel zinciriyle girdiği iş anlaşması ve bu anlaşmanın Avery’nin köşe yazılarıyla beklenmedik şekilde kesişmesi, romantik hikayeye farklı bir boyut kazandırıyor. İki karakter arasındaki çekim ve uyum, izleyicinin kalbini ısıtırken; Brendan’ın geçmişten gelen sırları olayların seyrini değiştirir. "Sevgililer Günü" filmi, romantik komedi türündeki kırılma noktaları ve karakterlerin gelişimi ile dikkat çeker. Aşkın farklı yönlerini espirili ve duygusal bir dille işleyen yapım, izleyicilere aşkın ve ilişkinin kalıpların ötesinde evrensel bir deneyim olduğunu hatırlatıyor. Avery ve Brendan’ın arasındaki ilişkiyi izlerken, aşkın geçmişte yaşananlardan ve önyargılardan bağımsız olarak filizlendiği mesajı, seyirciye umut aşılar. Film, aşkın ve insani ilişkilerin güzel ve karmaşık doğasını, içten ve mizahi bir anlatımla başarılı bir şekilde yansıtır. "Sevgililer Günü"nü izlemek, izleyicilere hem eğlenceli anlar sunacak hem de duygusal bir yolculuğa çıkartacak.