Polytechnique, Kanada'nın Montreal kentinde gerçekleşen ve tarihe kara bir leke olarak kazınan gerçek bir olayın dramını bizlere sunuyor. 1989 yılında, École Polytechnique de Montréal'de yaşanan ve 14 genç kadının hayatını kaybettiği trajik saldırıyı merkeze alarak izleyiciye etkileyici bir deneyim yaşatıyor. Denis Villeneuve'ün yönetmenliğinde çekilen bu film, olayların duygusal ve sosyolojik boyutunu çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Film, saldırının merkezindeki iki öğrencinin, Valérie ve Jean-François'ın bakış açılarıyla olayları izleyiciye aktarıyor. Valérie, geleceği parlak, zeki bir mühendislik öğrencisiyken, Jean-François ise sınıf arkadaşı olan ve Valérie'ye gizliden gizliye hayranlık besleyen bir başka mühendislik öğrencisidir. Kamera, trajedinin başlamasıyla dehşet ve çaresizlik içinde gelişmeleri takip eden bu iki karakterin duygusal mücadelesini etkileyici bir biçimde perdeye yansıtıyor. Film, sadece gerçekleşen saldırının değil, olayın sonrasında yaşanan travmanın, toplumda bıraktığı izlerin ve toplumsal cinsiyet eşitliği meselelerine dair derin bir sorgulamanın da kapılarını aralıyor. Villeneuve, minimalist ve doğal bir sinematografi kullanarak izleyicileri olayların derinine çekiyor. Özellikle siyah beyaz çekim tercihi, olayın gerçeküstü kasvetini ve tarihsel ağırlığını daha da vurguluyor. Polytechnique, seyircisini sıradan bir dram olarak etkilemekten ziyade, derinlemesine sarsmayı ve düşündürmeyi başarıyor. Filmin izlenmesi, bireylere toplumsal şiddetin kaynakları ve etkileri üzerine yeniden düşünme fırsatı sunarken, aynı zamanda masumların anısına saygı duruşunda bulunuyor. Sonuç olarak, Polytechnique, özenli yapısı ve güçlü anlatımıyla sinema severler için kesinlikle izlemeye değer bir yapım olarak öne çıkıyor.
