Parya, kimliğin sorgulandığı ve bulmaya çalışıldığı zorlu bir yolculuğu ele alan etkileyici bir yapım. Film, 17 yaşındaki Alike'nin kendini bulma süreci etrafında şekilleniyor. Brooklyn'de yaşayan Alike, ailesiyle olan ilişkileri ve toplumun dayatmaları arasında sıkışmış bir genç kızdır. Kendini daha iyi anlamaya başladıkça, cinselliği hakkında daha fazla soru sormaya ve cevaplar aramaya başlar. Alike'nin lezbiyen olduğunu fark etmesiyle başlayan süreç, ailesiyle arasındaki çatışmaları da beraberinde getirir. Annesi Audrey, kızının farklılığını kabul edemezken, babası Arthur ise oğlunun polis kariyeriyle daha fazla ilgilenir. Alike'nin en yakın arkadaşı Laura ise ona kendini keşfetme yolunda destek olur, ancak bu süreçte kendi karmaşalarıyla da yüzleşmesi gerekir. Alike, hayatındaki bu karmaşık duygusal durumlarla başa çıkmaya çalışırken, özgürlüğün ne anlama geldiğini de anlamaya başlar. Film, bir gencin kendi kimliğini keşfederken karşılaştığı zorlukları etkileyici ve dokunaklı bir şekilde anlatıyor. Yönetmen Dee Rees, Alike’nin hikayesini duygusal bir gerçekçilikle ele alarak izleyiciye derin bir bağlılık kurma fırsatı sunuyor. "Parya", bireyin kendini keşfetme ve kabul etme çabasının ne kadar güç ve özveri gerektirdiğini naif ama bir o kadar da vurucu bir dille aktarıyor. Film boyunca kullanılan renkli ve dinamik sinematografi, Alike’nin içsel dünyasına dair birçok ipucu verirken, müzikler de olayların duygusal tonunu güçlendiriyor. "Parya" izleyiciyi, toplumun kabul normlarına karşı gelerek kendi kimliğini bulmaya cesaret eden bir genç kızın dünyasına davet ediyor. Alike'nin özgürlüğe açılan bu yolculuğu, izleyiciye hayatın en temel gerçeğini anımsatıyor: Kendin olmanın ve bunu kucaklayarak yaşamanın değeri.