"Orlando" filmi, Virginia Woolf'un 1928 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır ve Sally Potter'ın yönetmenliğinde sinemaya aktarılmıştır. Film, cinsiyet kimliği, aşk, zaman ve ölümsüzlük gibi evrensel temaları şiirsel bir anlatımla işler. Filmin baş karakteri Orlando, 16. yüzyılda İngiltere'de genç bir adam olarak yaşamına başlar, ancak gerçeküstü bir olayla cinsiyet değiştirir ve 400 yılı aşkın bir süre boyunca farklı dönemlerde yaşamaya devam eder. Orlando rolündeki Tilda Swinton, performansıyla filmin büyüsünü artırırken, aynı zamanda izleyiciyi karakterin içsel yolculuğuna sürüklemeyi başarıyor. Film, karakterin zaman içinde süregelen metamorfik yolculuğu üzerinden, kimliğin ne kadar değişken ve zamansız olabileceğini irdeliyor. Bunun yanı sıra, filmde her bir dönemin sahnelenişi estetik açıdan da son derece zengin ve dikkat çekici. Görselliği kadar müzikleriyle de dikkat çeken "Orlando", barok ve çağdaş unsurları harmanlayarak izleyiciyi farklı bir sanat deneyimine davet ediyor. Film, tarihsel ve sosyolojik bağlamda farklı kimlikleri keşfetmeye ve derinlemesine düşünmeye teşvik ediyor. Bu açıdan bakıldığında "Orlando", yalnızca görkemli bir tek-mekan-performansı değil, aynı zamanda izleyiciyi özüne dair keşfe zorlayan bir yapım olarak dikkat çekiyor. Film, görselliği, güçlü oyunculukları ve özgün senaryosuyla izleyicilere etkileyici bir sinema deneyimi sunarken, izleyiciyi sorgulayarak, somut gerçeklerden uzaklaşarak derin bir düşünce alemine giriş yapmasını sağlıyor. "Orlando"yu izlemek, yalnızca bir film izleme deneyimi değil, zaman ve kimlik kavramlarıyla içsel bir yolculuğa çıkmak anlamına geliyor.