Once Upon a Time in Anatolia, Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği ve Cannes Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü kazanan muhteşem bir dram. Film, Anadolu'nun uçsuz bucaksız bozkırlarında bizzat bir cinayeti çözmeye çalışan bir grup adamın hikayesini anlatıyor. Polis memurları, bir doktor ve bir savcı eşliğinde, gözaltına aldıkları zanlıyı cinayet mahalini bulmaları için yanlarına alırlar. Ancak bu esrarengiz ve dolambaçlı yolculuk, gece boyunca sürer ve hava karardıkça işler daha da karmaşık hale gelir.
Ceylan, bu filmle birlikte sinemanın görsel ve işitsel anlatım gücünü en üst düzeye çıkarıyor. Bozkırın ortasındaki uzun plan çekimleri, izleyiciye yalnızlık ve huzur arayışı arasında bir denge sunuyor. İnsanın doğayla olan ilişkisi ve içsel çatışmalar bu nefes kesici karelerde derinlemesine işleniyor. Film, görünüşte basit gibi duran bir polisiye hikayeyi, derin felsefi sorgulamalar ve karakter analizleriyle zenginleştiriyor.
Filmdeki karakterler her biri kendi geçmişi ve yükleriyle tartışılmaz bir gerçekliğe sahip. Savcı, doktor ve polis memurları gibi merkezi karakterler aracılığıyla insan psikolojisinin derinlerine iniyor. Görünenin ardındaki görünmezleri arayan karakterler, Anadolu'nun sessizliğinde kendi sessizlikleriyle baş başa kalıyorlar.
Ses tasarımı ve doğal aydınlatma tercihleriyle birlikte, Once Upon a Time in Anatolia izleyiciye sahici bir deneyim sunuyor. Ceylan'ın ustalığı yalnızca görsel değil aynı zamanda diyalogların gücünde de kendini gösteriyor; bu filmde her kelime adeta birer ağırlık taşıyor.
Türk sinemasının uluslararası arenada tanınmış en prestijli yapımlarından biri olan bu film, her sahnesiyle izleyiciyi düşündürmeye itiyor ve izleyiciyi hem visüel hem de duygusal bir yolculuğa çağırıyor. Eğer henüz izlemediyseniz, bu çarpıcı eseri izlemenizi kesinlikle öneriyoruz.