"Ölümcül Arayış", genç bir tıp öğrencisi olan Angela'nın profesöründen aldığı bir ödevle birlikte gelişen sıra dışı olayları konu alıyor. Angela, ruhların varlığını kanıtlaması gereken bir projeyle karşı karşıyadır ve bunu yapabilmek için garip ve tüyler ürpertici olayların yaşandığı terk edilmiş bir madene gitmeye karar verir. Tabi ki bu araştırmada yalnız değildir; kardeşi Diana ve birkaç arkadaşı ile birlikte bu gizemli yere gider. Filmin atmosferi, izleyicileri başından sonuna kadar gerilim içinde tutmayı başarırken, hikayenin rüzgarı karakterlerin cesareti ve korkuları arasında gidip gelir. Angela, başlangıçta bu tez konusunu ciddiye almasa da yaşadıkları onu ve ekibini akıl almaz tehlikelerle yüz yüze getirir. Olaylar karanlık, kasvetli ve sinir bozan bir şekilde gelişirken, seyirciler her an adeta koltuklarına yapışıyor. Madende geçirilen her dakika, karakterlerin hem kendi aralarındaki ilişkilerini hem de onları hedef alan ürkütücü güçlerle mücadele etmelerini sağlıyor. Yönetmen, yalnızca beklentileri karşılamakla kalmayıp, özellikle doğru ışık kullanımı ve gerilimli müziklerle izleyicileri filmin içine çekme konusunda oldukça başarılı olmuştur. Özellikle korku ve gerilim türlerini sevenler için bir başyapıt olan "Ölümcül Arayış", karakterlerin mizaha yakınlaşan diyaloglarıyla yer yer rahatlama sağlarken, hemen ardından izleyicilere ansızın gelen korku anlarıyla sık sık adrenalin dolu bir deneyim sunuyor. Filmin sonu ise izleyicilere düşündüklerinden daha fazlasını vaat eden, beklenmedik bir şekilde doruğa ulaşıyor. Sonuç olarak, "Ölümcül Arayış" nefes kesici bir hikaye ile merak uyandıran bir izleme deneyimi sunuyor.