Leş Sınırı, suç ve gerilimi mükemmel bir şekilde harmanlayan bir yapım olarak dikkat çekiyor. Filmin yönetmen koltuğunda oturan Gonzalo López-Gallego, izleyiciyi ABD-Meksika sınırında geçen karanlık ve gerilim dolu bir hikayeye davet ediyor. Bu tehlikeli sınırda, yasaların artık bir anlam ifade etmediği bir noktada, kanun adamları ve suçlular arasındaki sınırların bulanıklaştığını görüyoruz. Hikaye, bir dedektif olan Wallace'ın (Patrick Wilson) kasabasında meydana gelen mülteci ve silah kaçakçılığı sorununu çözmeye çalışmasıyla başlar. Wallace kısa süre içinde olayların arkasında düşündüğünden daha tehlikeli isimlerin olduğunu fark eder. Bu karmaşık ve ölümcül oyun, eski şerif Leland (Ian McShane) ile yollarının kesişmesine sebep olur. Görevden alınmasına rağmen, adalet için son kez savaşmaya kararlı olan Leland, Wallace'ın en büyük yardımcısı haline gelir. Film boyunca, ikili hem içsel hem de dışsal düşmanlarla savaşırken, gerilim dozunu her geçen sahnede artırarak izleyiciyi diken üstünde tutar. İnsan ticaretinden uyuşturucu kartellerine kadar uzanan geniş bir yelpazede suç unsurlarını işleyen Leş Sınırı, karakterlerinin kişisel mücadeleleriyle de dikkat çeker. Toplumsal sorunlara da parmak basan film; sınır bölgelerindeki suç dinamiklerini, yozlaşmayı ve hayatta kalma mücadelesini etkileyici bir şekilde yansıtır. Özellikle Ian McShane'in performansı, filmin atmosferine güçlü bir derinlik katıyor. Onun sert ve deneyimli tavırları, yaşanan trajediyi daha da vurgulayarak filme dramatik bir yoğunluk kazandırıyor. Leş Sınırı, aksiyon ve dram öğelerinin etkili bir bileşimi olarak dikkat çekerken, sürpriz dolu senaryosuyla izleyicilerini şaşırtmayı başarıyor. Sinema severlerin düşük tempolu ama yoğun hikayelere ilgi duydukları sürece kaçırmaması gereken bir film olarak öne çıkıyor. Eğer siz de gerilim dolu bir suç filmi izlemek istiyorsanız, Leş Sınırı tam size göre!
