Kaplumbağalar da Uçar, İranlı-Kürt yönetmen Bahman Ghobadi'nin savaştan etkilenen çocukların hikâyesini anlattığı etkileyici bir film. Film, Irak-Türkiye sınırında bir köyde yaşayan çocukların yaşam mücadelesine odaklanıyor. Bu çocuklar, Saddam Hüseyin rejiminin düşüşünden hemen önceki günlerde patlamamış mayınları toplayarak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Filmde, olağanüstü zeki bir çocuk olan Satellite'in liderliğinde, köydeki diğer çocukların nasıl organize olduğu ve teknolojiyi nasıl kullanmaya çalıştıkları anlatılıyor. Satellite, köydeki tek televizyon antenini kurarak bilgiyi yayma amacı güderken, köye gelen İranlı mülteci Agrin ve sakat kardeşi Hengov'un hayatlarına da dokunur. Köy ve hayatta kalma çabaları arasında, Agrin'in geçmişindeki travmalar su yüzüne çıkar. Agrin'in şehvet ve kayboluşlarla dolu hikayesi, film boyunca izleyiciyi derin bir üzüntüye sürüklüyor. Hengov'un geleceği görme yeteneği ise umut ile çaresizlik arasında bir sembol haline geliyor. Kaplumbağalar da Uçar, savaşın masumlar üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatan çarpıcı bir eser. Çocukların yaşadığı dram ve hayatta kalmak için verdikleri mücadele, izleyicide derin bir empati ve üzüntü uyandırıyor. Sarılacak umutlar ve unutulacak acılarla dolu bu film, izlemeyenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir deneyim sunuyor. Ghobadi'nin ustaca işlenmiş anlatımı ve gerçekçi karakter tasvirleriyle, bu film izleyenleri derinden etkileyen bir başyapıt diyebiliriz.
