I Got Life!, Türk izleyicileriyle buluştuğu andan itibaren izleyicilere ilham verici bir hikaye sunuyor. Fransa yapımı bu film, değer yargılarına sıkışmış bir kadının kendi özgürlüğünü ve yeni bir başlangıcın kapısını nasıl araladığını etkileyici bir dille anlatıyor. Filmin ana karakteri Aurore, enerji dolu bir kadın olarak, hayatının orta yaş dönemine girmiş olmanın getirdiği zorluklarla başa çıkıyor. Çocukları büyümüş ve kendi hayatlarını kurmuş, işinden ise yeni ayrılmış olan Aurore, yeni bir yaşam şekli arayışındadır. Ancak, kendi iç huzurunu bulmak o kadar da kolay olmayacaktır. Ancak bu kararsızlığa rağmen, Aurore'un bir gün eski sevgilisiyle karşılaşması her şeyi değiştirecektir. Bu tesadüf, geçmişin izlerini bugüne taşıyarak Aurore'ye unutulmuş hayallerinin peşinden gitmesi için cesaret verir. İzleyiciler, Aurore’un her yeni adımında yaşadığı zorluklara ve bu yolda karşılaştığı komik ve samimi anlara tanıklık ediyor. Aurore, içindeki yaşam enerjisi ve yeniden aşkı bulma cesaretiyle izleyicilere unutulmaz bir hikaye sunuyor. I Got Life!'ın anlatımı, karakter gelişimi ve duygu yüklü sahneleri, seyircileri bazen güldüren bazense düşündüren bir film deneyimi sunuyor. Yönetmenliğini Blandine Lenoir'ın yaptığı bu filmde, kadın dayanışmasının ve bireysel özgürlüğün nasıl yeniden inşa edilebileceği de öne çıkan temalar arasında yer alıyor. Filmdeki akıcı diyaloglar ve karakterlerle kurulan duygusal bağ, izleyicinin filme olan ilgisini sürekli canlı tutuyor. Sonuç olarak, I Got Life!, mizah ve dramı ustalıkla harmanlayarak izleyenlere keyif dolu dakikalar sunan bir yapım. Film, sadece bir kadının kişisel mucizesini keşif hikayesi değil, aynı zamanda yaşamdaki ikinci şansların her zaman mümkün olabileceğine dair güçlü bir mesaj veriyor. Eğer siz de, yaşamın her anını dolu dolu yaşamak ve yeniden hayata sarılmak isteyenlerdenseniz, I Got Life! tam size göre bir film. Bu içten hikayeyi mutlaka izleyin ve Aurore’un macerasına ortak olun.