Hagazussa, sizi karanlık ve mistik bir atmosferde yolculuğa çıkaran güçlü bir film. Almanya'nın kırsal bölgelerinde 15. yüzyılda geçen bu öykü, toplumsal asılsız inançların etkisi altında ezilen genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Filmde, kendi köyünden dışlanan ve cadı olarak etiketlenen Albrun adlı genç bir kadının, doğa ve ruhsal dünya ile boğuşarak kendi kimliğini bulma çabası gözler önüne seriliyor. Hagazussa, etkileyici görsel dili ve atmosferi ile izleyenleri adeta hipnotize ediyor. Yapımda diyaloglara minimum düzeyde yer verilmiş olması, izleyiciyi daha çok görüntülerin içine çekiyor ve duygusal bir yoğunluk yaratıyor. Zaman zaman rahatsız edici derecede kanlı ve grotesk sahnelerle karşılaşacak olsanız da, bu unsurlar hikayenin karanlık alt metnini tamamlayıcı bir rol oynuyor. Film, doğanın ve insan psikolojisinin iç içe geçmişliğini derinlemesine ele alıyor. Kendi içine kapanmış bir karakter olan Albrun, hem dış dünyayla hem de kendi içsel demonlarıyla mücadele ediyor. Bu trajik ve son derece gerçekçi öykü, izleyiciye cadılığın tarih boyunca ne anlama geldiğini ve bu sembolün toplumlar üzerine koyduğu ağırlığı fark ettiriyor. Yönetmen Lukas Feigelfeld, ilk uzun metrajlı filmi olan Hagazussa ile sanatsal yeteneklerini sergiliyor. Film, yavaş temposu ve yoğun atmosferiyle her izleyiciye hitap etmeyebilir. Ancak, mistik ve doğaüstü öyküleri sevenler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Sonuç olarak, Hagazussa, izlemeye değer bir yapım olarak karşımıza çıkıyor ve gotik sinema severler için mutlaka izlenmesi gerekenler listesinde yer alıyor.