Dehşet Evi 4: Şeytanın Kaçışı, Amityville serisinin dördüncü filmi olarak izleyicileri gerilim dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Film, seyirciyi Amityville'de bir süre önce yaşanan dehşetin yankılarıyla yüzleşmeye davet ediyor. Hikaye, kötü ruhların lanetli bir evden kaçışını merkeze alıyor ve bu ruhların yeni hedeflerine nasıl musallat olduklarını işliyor. Film, bir grup rahibin Amityville'deki lanetli evi kutsamaya çalışmasıyla başlar. Ne yazık ki, kötülüğü mahvedeceklerine inandıkları lambayı ise elden kaçırırlar. Bu lamba, beklenmedik bir şekilde Kaliforniya'da geniş bir ailenin malikanesine ulaşır ve korkunç olaylar silsilesi bu noktada patlak verir. Ailenin yeni evlerinde huzur arayışları, bu lanetli objenin gelişiyle karanlık ve tuhaf olaylarla sekteye uğrar. Filmde, ev halkı bir dizi korkunç olayla yüz yüze gelirken, içinde tutulan karanlık güçlerin etkisi altında kalır. Aile üyeleri, lambanın içinde barınan şeytani varlığın etkisiyle psikolojik ve fiziksel bir dönüşüm geçirir. Evin küçük kızı özellikle hedef alınır ve ailesi onun güvenliğinden duydukları endişeyle çözüm arayışına girer. Açıkçası, filmdeki gerilim ve korku unsurları, izleyicilere klasik Amityville hissini yeniden yaşama fırsatı sunar. Yönetmen Sandor Stern, atmosferi ustaca kullanarak klostrofobik hisleri artırıyor ve seyircileri olayların içine çekiyor. Korku türünün beklentilerini karşılarken, karakterlerin derinlikli psikolojileriyle farklı bir boyut katan film, gerilim anlarında izleyiciyi koltuğuna yapıştırıyor. Dehşet Evi 4: Şeytanın Kaçışı, yalnızca korkutucu sahneler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyicilere hikaye boyunca devam eden bir merak ve gerilim duygusu da aşılıyor. Korku filmleri tutkunları için kaçırılmaması gereken bu yapımı izlemek, sizi hem düşündüren hem de tüyler ürperten bir deneyim yaşatıyor.
