Daniel Gerçek Değil filmi, göz alıcı bir psikolojik gerilimle izleyicilere nefes kesici bir deneyim sunuyor. Film, çocukluk travmaları ve bunun yarattığı içsel çatışmaların derinlemesine işlendiği, aynı zamanda etkileyici görsel anlatımıyla da öne çıkıyor. Hikaye, baş karakterimiz Luke'un zihinsel karışıklıklarla baş etmeye çalışırken hayali bir arkadaş olan Daniel'i tekrar hayatına davet etmesiyle başlar. Bu hayali arkadaş, Luke'un çocukluk döneminde en karanlık zamanlarında yanında olan koruyucu bir figürdü. Ancak yetişkinlikte tekrar ortaya çıkan Daniel, Luke'un hayatında farklı bir etki yaratmaya başlar. Luke, Daniel ile birlikte zaman geçirdikçe, hayatı giderek daha kaotik ve tehlikeli hale gelir. Luke'un en yakınları bile Daniel'in gerçek mi yoksa sadece bir yanılsama mı olduğunu sorgulamaya başlar. Filmin senaryosu, gerçeklikle hayal dünyası arasında gidip gelen Luke'un psikolojik derinliklerine iniyor. Yönetmen, dramatik ve karanlık atmosferini kusursuz bir estetikle birleştirerek izleyiciyi koltuğuna çiviliyor. Daniel Gerçek Değil, yalnızca bir korku veya gerilim filmi olmanın ötesinde, izleyicileri karakterlerin zihnine doğru son derece yoğun bir yolculuğa sürüklüyor. Fantastik unsurların yoğunluğu, psikolojik çözümlemelerle desteklenen detaylı karakter tasvirleri ve sürükleyici olay örgüsü, filmi izlemeye değer kılan unsurlar arasında yer alıyor. Hikaye ilerledikçe, izleyicinin kafasında sürekli oluşan soru işaretleri film boyunca gerilimi artırıyor ve son ana kadar tahmin edilemeyen bir sona ulaşıyor. Sonuç olarak, Daniel Gerçek Değil filmi, psikolojik gerilim türünde sıra dışı bir yapım olarak izleyicilere farklı bir sinema deneyimi sunuyor. Onun özel ve karmaşık dünyasını keşfetmek isteyenler için kaçırılmayacak bir yapım.
