Binbaşı Dundee, Amerikan İç Savaşı sırasında, savaştan sonra dağılmış bir birliği bir araya getiren inatçı bir subay olan Binbaşı Amos Charles Dundee'nin hikayesini anlatıyor. Dundee, çetelerin ve Amerikan askerlerinin esareti altında olan bir grup insanı kurtarmak ve Amerikan-Meksika sınırında huzur sağlamak için, topraklardan geçen düşman gruplarına karşı mücadele veren bir misyon üstlenir. Ancak, görevinin zorlukları savaşın kendisinden öteye geçer zira onun liderliğindeki grup birbirine zıt karakterlerden oluşmaktadır. Bir tarafta eski Konfederasyon askerleri, diğer tarafta ise savaşçı yerliler ve suçlular yer alır. Film, vatanseverlikle liderlik arasında denge bulmaya çalışan Dundee'nin karakter gelişimi etrafında ilerliyor. Savaş ve insan doğasının karanlık yüzleri, unutulmuş toprakların arka planında her an yüzeye çıkmaya hazırdır ve Dundee, kendi egosuyla ve liderlik yetenekleriyle mücadele etmek zorundadır. Bu noktada, film sadece bir macera öyküsü değil, aynı zamanda insanın içsel hesaplaşmalarına dair de derin bir anlatı sunmaktadır. Görsel açıdan etkileyici sahneler, dönemin tarihsel unsurlarıyla zenginleştirilmiştir. Bu unsurlar, seyirciyi 1860'ların başındaki Amerikan topraklarında hissettirmekle kalmaz, aynı zamanda dönemin sosyopolitik dinamiklerini anlamalarına da imkan tanır. Buna ek olarak, Binbaşı Dundee'nin çelişkili ve çoğu zaman da trajik karakter dinamikleri, hikayeyi izleyici için hem düşündürücü hem de samimi kılar. Sonuç olarak, "Binbaşı Dundee" sadece bir aksiyon ve macera western filmi değil, aynı zamanda savaşın insan ruhu üzerindeki etkilerini de irdeleyen zekice kurgulanmış bir destan. Kesinlikle western türünün meraklıları için izlenmeye değer bir yapım.