Bill'in Buharlı Gemisi, 1928 yapımı bir komedi klasiği olarak, Buster Keaton'un yönetmenliğini ve başrolünü üstlendiği, sessiz film döneminin unutulmaz eserlerinden biridir. Film, yönetmenlik ve oyunculuk yeteneklerini sergilemenin yanı sıra, teknik açıdan da zamanının ötesinde bir yapı sunar. Filmin hikayesi, genç ve beceriksiz bir adam olan William "Steamboat Bill" Canfield Jr.'ın babasıyla tanışmak üzere kırsal bir kasabaya gelmesiyle başlar. Babası, nehirde bir buharlı gemide kaptandır ve oğlu William'dan aynı işte iyi olmasını beklemektedir. Ancak, William'ın şehirli ve naif tavırları babasının beklentilerinden çok uzak kalır ve babasının zorlu doğasına ayak uydurmakta zorluk çeker. Keaton, bu filmde mimikleri ve fiziksel komedi anlayışıyla adeta bir komedi dersi verir. Özellikle şiddetli fırtına sahneleri, onun karakterine yönelik fiziksel meydan okumalarını gösterirken, aynı zamanda film tarihinin en ikonik anlarından biri haline gelmiştir. En meşhur sahnelerden biri, Keaton'un tam önünde bir evin cephesinin yıkılmasıdır ve Keaton'un o dar açıdaki bir pencereden sapasağlam çıkması, izleyicilerin nefeslerini tutarak izlediği bir ustalık gösterisidir. Film, bir yandan baba-oğul ilişkilerini işlerken, bir yandan da stilize edilmiş mizahi anlarla doludur. Keaton'un minimalizmle harmanladığı mizah anlayışı, izleyiciyi hem güldüren hem de düşündüren bir yapı sunar. Detaylardaki ustalık, müzikle desteklenen anlatım ve kurgu, filmi bir klasik haline getirmiştir. Bill'in Buharlı Gemisi, izleyiciyi sessiz dönemin ne denli yaratıcı ve yenilikçi olabileceğini gösterir. Buster Keaton'un her zamanki gibi etkileyici performansı, filmin merkezi unsuru olup, sadece bir fiziksel komedi değil, sinematografik bir başarı olarak öne çıkar. Bu nedenle, dünya sinema tarihinin vazgeçilmezleri arasında yer alır ve izlenmesi gereken nadide bir yapımdır. Bu filmi izlemek, hem sinema tarihine bir yolculuk hem de efsanevi bir komedi deneyimi olacaktır.