1976 yapımı “Besle Kargayı” (Cría cuervos), İspanyol sinemasının en etkileyici filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yönetmenliğini Carlos Saura’nın yaptığı film, Franco rejiminin son dönemlerinde bir aile dramını ve küçük bir kız çocuğunun iç dünyasını gözler önüne seriyor. Film, baş karakter Ana'nın (Ana Torrent) bakış açısıyla izleyiciye sunuluyor ve onun etrafında gelişen olayları çocukça bir masumiyet ve derin bir melankoli ile birlikte işliyor. Film, Ana'nın annesinin ölümünden sonra yeni hayatını anlatırken, geçmişe yönelik anılarla bugünü harmanlıyor. Bu anılar gerçeğin kendisinden daha güçlü, çünkü Ana'nın yaşadıkları sadece onun kendi gözlemleri değil, aynı zamanda içten içe hissettiği duygusal karmaşıklığın da bir dışavurumu. Ana, annesinin erken kaybının ve baskıcı bir babanın geride kalan gölgesinin arasında büyüyor. Ana'nın etrafında gelişen olaylar, aile içindeki karanlık sırlar ve geçmişle hesaplaşmalarla doludur. “Besle Kargayı”, metaforlarla dolu bir film. Ana ve kardeşlerinin beslemek zorunda oldukları kargalar, onlara adeta hayatla başa çıkmanın, kayıplarla ve sevginin karmaşıklığıyla yüzleşmenin bir sembolü haline geliyor. Anılar ve hayaller, Saura’nın ustalıkla kullandığı zamanı aşan geçişlerle, izleyiciye çocukluk travması ve suçluluk duygusunun ağır yükünü hissettiriyor. Ana Torrent'in büyüleyici performansı, filme derin bir duygusal zenginlik katıyor. Onun masum ama bir o kadar da sorgulayıcı bakışları, izleyiciye bir çocuğun dünyaya nasıl baktığını, sevginin ve kaybın etkilerini derinlemesine hissettiriyor. Saura’nın sinematik dili, renk paleti ve atmosfer yaratmadaki hüneri, filmi klasikler arasında özel bir yere konumlandırıyor. Besle Kargayı, bir dönem filminin ötesinde, zamansız temalarıyla izleyiciyi derinden etkileyen, düşündüren ve bir parça da hüzünlendiren bir yapıttır. Eğer iç dünyanızda bir yolculuğa çıkmak ve derinlikli bir hikaye izlemek istiyorsanız, “Besle Kargayı” izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.