Antares, Viyana'nın sakin ve sıradan bir mahallesinde geçen, ancak karakterlerin iç dünyasında yaşanan derin dramları gözler önüne seren etkileyici bir film. İlişkilerin karmaşık doğasını ve şehir yaşamının getirdiği yalnızlık duygusunu işleyen bu yapım, izleyicilere insan doğasının karanlık ve gizemli yönlerini keşfetme fırsatı sunuyor. Film, birbirine bağlı üç farklı hikaye üzerinden modern toplumdaki yasak aşkları, aldatma ve ihanet temalarını irdeliyor. İlk hikaye, evinde huzur bulamayan ve genç bir adama meyil gösteren hemşire Eva'nın yaşamına odaklanıyor. Küçük bir kaçamak olarak başlayan bu ilişki, zamanla derinleşiyor ve sürekli bir çatışma ile dolu bir hâl alıyor. İkinci hikaye, sadakatsiz bir eş olan ve evliliğinin ağırlığı altında ezilen Niobe ile birlikte geçiyor. Niobe'nin hayatı, onu bu yalnız dünyadan kurtarabilecek tutkulu bir ilişkiye girmesiyle yön değiştiriyor. Ancak bu yeni ilişki, ona beklenmedik sorunlar getiriyor. Üçüncü hikaye ise bekâr bir anne olan Sonja'nın yaşamındaki güvensizliklerle savaşı anlatıyor. Çocuk yetiştirmek için mücadele eden Sonja, hayatına giren yeni bir erkek ile birlikte gelecekte ne yapması gerektiğine dair karmaşık duygular içerisinde buluyor. Antares filmi, sıradan insanların tekdüze hayatları ve içsel çatışmaları üzerinden kimlik arayışını, aidiyeti ve sevgiyi cesur bir şekilde keşfe çıkıyor. Yönetmenin etkileyici bakış açısı ve güçlü oyuncu performansları, bu filmi izlerken izleyicilerin gözlerini ekrandan ayıramamasını sağlıyor. Antares, kısacası yoğun bir dramın ve etkileyici anlatının birleştiği, izleyiciyi kendi yaşamına dair düşünmeye sevk eden bir eser olarak öne çıkıyor.
