Almost Human, bilim kurgu ve gerilim türlerini ustalıkla harmanlayan sürükleyici bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Film, ileri teknolojinin hüküm sürdüğü yakın bir gelecekte geçiyor. Bu dünyada, insansı robotlar, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş ve insanlarla birlikte yaşamaya başlamıştır. Ancak, bu teknolojik gelişmeler beraberinde birçok etik ve sosyal sorunu da getirmiştir. Film, yapay zeka ve insansı robotların toplum üzerindeki etkilerini mercek altına alarak, izleyicilerine düşündürücü sorular yöneltiyor. İnsanlığın geleceği ve teknolojinin sınırları hakkında uyandırdığı merak, izleyicileri filmin başından sonuna kadar koltuklarına kilitliyor. Ana karakterimiz, geçmişinde acılar yaşamış ve teknolojinin karanlık yüzüyle yüzleşmiş olan bir dedektif. Olaylar, şehirde art arda işlenen gizemli cinayetlerin ardından, bu dedektifin davayı çözmek için görevlendirilmesi ile başlıyor. Dedektif, araştırmaları sırasında, insansı robotların sadece emirleri yerine getiren makinalar olmadığını ve bazılarına insan duyguları ve bilinci verilebileceğini fark eder. Bu keşif, hem kişisel hem de profesyonel yaşamında derin etkilere yol açacak, onun geçmişiyle yüzleşmesine neden olacaktır. Film, ilerleyen her dakikasıyla gerilimi artırırken, etik ve insani değerlerin önemini de güçlü bir şekilde vurguluyor. Almost Human, mükemmel görsel efektleri, güçlü oyunculuk performansları ve etkili senaryosuyla izlemeye değer bir yapım. İzleyicileri düşündürücü bir hikaye ile baş başa bırakarak, teknoloji ve insan doğası arasındaki karmaşık ilişkiyi sorgulamalarını sağlıyor. Bilim kurgu sevenler için kaçırılmaması gereken bir film olan Almost Human'ı izlerken, kendinizi gelecek hakkında derin düşünceler içinde bulacaksınız.
