Brewster'ın Milyonları, Richard Pryor'ın canlandırdığı Montgomery Brewster karakterinin beklenmedik bir mirasla karşılaşmasını konu alıyor. İşsiz bir beyzbol oyuncusu olan Brewster, uzak bir akrabasından 300 milyon dolarlık bir miras kazanır. Ancak mirasın bir şartı vardır: Brewster'ın 30 gün içinde 30 milyon doları verimsiz bir şekilde harcaması gereklidir. Eğer bunu başarırsa, geri kalan paranın sahibi olacaktır. Filmin ana komedi unsuru bu şartın etrafında şekillenir. Brewster, inanılmaz harcama görevini yerine getirirken türlü türlü komik durumlarla karşılaşır. Parayı harcamak kolay gibi görünebilir, fakat hiçbir şekilde varlık edinmemek ya da bağış yaparak paranın en az miktarda kalması gibi sınırlandırmalar, Brewster’ın işini oldukça zorlaştırır. Bu süreçte Brewster, yalnızca parayı değil aynı zamanda paranın insanlar üzerindeki etkisini, dostluk ve güven gibi kavramları da irdelemeye başlar. Hayatı boyunca hiç sahip olmadıkları için paraya atfedilen değeri sorgulayan Brewster, etrafındaki insanların gerçek yüzlerini de görme fırsatı bulur. Bu eğlenceli yolculuk boyunca, Brewster'ın sadece para üzerine değil, hayata dair pek çok ders aldığına tanık oluruz. Brewster’ın Milyonları, eğlenceli senaryosu ve Pryor’ın başarılı performansıyla kültleşmiş bir yapım. Film, izleyicilere sadece güldürü sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda paranın, güç ve ilişkiler üzerindeki etkisini de düşündürüyor. Paranın sadece harcama aracı değil, aynı zamanda karakter testi olduğunu fark eden Brewster, seyirciye zenginliğin ve fakirliğin ne anlama geldiğine dair düşündürecek noktalar sunuyor. Komedi-drama türündeki bu film, yalnızca eğlenceli bir saat sunmuyor, aynı zamanda zekice kurgulanmış bir hikayenin içinde düşündürücü bir toplumsal yorum olarak da karşımıza çıkıyor. Brewster’ın Milyonları, komedi sevenler için izlenmesi gereken bir klasik olarak öne çıkıyor.