Mustang filmi, Karadeniz kıyısındaki bir köyde yaşayan beş yetim kardeşin hikayesini anlatıyor. Yönetmen Deniz Gamze Ergüven, 2015 yapımı bu film ile toplumun kadınlar üzerindeki baskısını ve özgürlük arayışlarını çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor. Hikaye, yaz tatilinde dikkat çekici bir olayla başlar. Lale ve dört kız kardeşi, okuldan dönerken erkek arkadaşlarıyla masumane bir şekilde oynarlar. Ancak köyde yayılan dedikodular bu durumu farklı bir şekilde yansıtır. Ailesi tarafından uygunsuz davranışları olduğu düşünülen kızlar, evde hapsedilir ve ev içi yaşamın katı kurallarına maruz bırakılır. Bu noktada film, geleneksel değerlerle kadınların özgürlük talepleri arasındaki çatışmayı ustaca işlemeye başlar. Filmde, kızların kendi benliklerini bulma süreçleri ve kaçma girişimleri ön plana çıkar. Ergüven, izleyiciye açıkça hissettirdiği baskı atmosferiyle bu süreçteki gerilimi artırıyor. Kızların her biri, kendilerini bulma ve toplumun dayattığı kalıpları yıkma konusunda farklı yollar izlemeye çalışır. En küçük kardeş Lale, asi ve direnişçi ruhuyla geleceğe umudu simgelerken, diğer kız kardeşler de bu mücadeleden nasibini alır. Doğanın ve insan ilişkilerinin muhteşem bir şekilde harmanlandığı Mustang, izleyicilerine hem düşündürücü hem de ilham verici bir deneyim sunuyor. Kamera açıları ve mekan kullanımıyla köy hayatının güzelliklerine ve zorluklarına değinen film, aynı zamanda etkileyici bir özgürlük manifestosu olarak da dikkat çekiyor. Sonuç olarak, Mustang, toplumsal normlar ve özgürlüğü kazanmanın zorluğu üzerine düşündüren bir film. İzleyicilerine, birey olarak kim olduğunuzun ve özgürlüğünüz için nelerden vazgeçmeyi göze alabileceğinizin derin bir sorgulamasını vaat ediyor.
